Enkazdaki Sinsi Katil: ASBEST
Züleyha Demirci – Zeynep Şencan
Asbest, silikat türevlerinden oluşan oldukça kullanışlı lifli bir mineraldir. Birçok sektörde kullanımının yanı sıra eski çağlardan beri özellikle barınma alanlarının inşasında kullanılmaktadır. İnşaat sektöründe bina onarımı, yapı iskeleti, izolasyon, dış kaplama, yangından korunma ve yangının yayılmasını önleme amaçlı kullanılan asbest, bir dönem ülkemizde yapıların temellerinde oldukça fazla kullanılmıştır. Günümüzde ise neden olduğu halk sağlığı tehditlerinden dolayı ülkemizin de dahil olduğu çoğu ülke tarafından kullanımı yasaklanmıştır. Ancak eski kullanım sahasının genişliği nedeniyle uzun yıllar etkisinin görülmeye devam edeceği düşünülmektedir. Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler neticesinde yapılarda yasaklar öncesi kullanılan lifli yapıdaki asbestin enkaz ve yıkımlar nedeniyle uçucu hale gelerek sağlık sorunlarına sebebiyet verme riski tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Bu yazıda ülkece karşı karşıya kaldığımız asbest probleminden ve öneminden bahsedilerek bilinç oluşturmak ve böylece gerekli önlemlerin alınmasına katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Asbest Nedir?
Asbest diğer bir adıyla amyant, Antik Yunan’a kadar uzanan tarihi ile yüzyıllardır yaygın olarak kullanılan bir mineraldir. Etimolojik olarak Antik Yunan’a dayanan bu kelime “yanmaz” anlamındaki “asbestos” kelimesinden temellenmektedir. İçerisinde bulundurduğu magnezyum silikat, demir-magnezyum silikat, sodyum-demir silikat ve kalsiyum-magnezyum silikat sayesinde ateşe ve asit başta olmak üzere çeşitli kimyasal bileşenlere dayanıklıdır.1,2 Ayrıca lifli yapısı nedeniyle yüksek esneklikte, darbelere dayanıklı ve düşük ısı iletimine sahiptir. 20. yüzyılda teknolojinin getirdiği yenilikler ile birlikte asbest; otomotiv, tekstil, gemi, conta üretimi, inşaat (Şekil 1), plastik ürünler, elektrik panelleri, yangın geçirmez malzemeler ve sigara filtreleri başta olmak üzere yaklaşık 3000 farklı alanda kullanılmıştır. Kullanım yelpazesindeki bu genişliğin temel nedeni sahip olduğu özelliklerin yanı sıra üretim maliyetindeki düşüklüktür. İkinci dünya savaşından sonra ise hızla artan ticareti ile en popüler zamanlarını yaşamış, “sihirli mineral” olarak anılmaya başlanmıştır. Ancak bu ün uzun sürmemiştir. 1970’lerden itibaren asbestin insan sağlığı üzerindeki zararlarının anlaşılmasıyla artık “katil toz/gizli katil” olarak anılmaya başlanmıştır. 2-6
Gizli Katil: Asbest
Temelde asbestin amfibol ve serpentin olarak bilinen iki formu vardır. Her ikisinin ortak özelliği ise lifli yapıya sahip olmalarıdır. Çevreden veya çalışma ortamından bu lifli mineralin solunması geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda da insanların sahip oldukları birçok hastalığın etiyolojisinde asbest maruziyeti olduğu gösterilmektedir. Asbestoz gibi solunum yolu hastalıklarının yanı sıra yumurtalık, gırtlak, akciğer, mezotelyoma ve gastrointestinal sistem kanserlerinin en önemli nedeni arasında asbest yer almaktadır.1,2,9 Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl 107.000 kişi asbestin neden olduğu hastalıklardan kaynaklı hayatını kaybetmektedir. Günümüzde DSÖ, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) [International Labour Organization] tarafından asbestin tüm formları “kesin kanserojen” olarak tanımlanmıştır. UÇÖ tarafından da çalışma alanlarında kullanımı yasaklanmıştır. Birçok ülkede yasaklanmış olsa da asbestin halk, iş ve çevre sağlığı üzerindeki kötü etkileri hala devam etmektedir ve uzun yıllar devam edeceği düşünülmektedir.10 Bunun ilk nedeni, asbeste maruz kalma ile hastalığın teşhisi arasında geçen süreyi ifade eden “gecikme periyodu” dur. Hastalık asbest maruziyetinden sonraki 30-40 yıla kadar gizli şekilde varlığını sürdürebilmektedir. Bir diğer neden ise asbest içeren malzemelerin tamir, bakım, söküm, yıkım ve uzaklaştırma gibi çalışmalarının halen devam etmesidir. Tüm bunlar gösteriyor ki asbest günümüzde yasaklanmış ve kullanılmıyor olsa dahi asbest kaynaklı hastalıklarla bir süre daha karşı karşıya kalınması kaçınılmazdır.2
Antropojenik Asbest Maruziyeti
Asbest ve asbest içeren ürünlerin üretimi, kullanımı, taşınması, depolanması, nakledilmesi, tamiri ve sökülmesi gibi işlemler sırasında meydana gelebilecek olumsuzluklar antropojenik asbest maruziyeti kapsamına girmektedir. Ülkemizde bu maruziyet sık karşılaşılan ve ilgili tedbirlerin alınmasını gerektiren önemli bir durumdur.2,11 İlk karşılaşılan risk piyasada bilinçsizce dolaşımını sürdüren ürünlerden kaynaklanmaktadır. 1986’da Ankara-Kızılay Meydanında yapılan bir incelemede, taşıtlardan atmosfere yayılan tozlar 3 ay boyunca ölçülmüştür. Sonuçlarda; bir günde taşıtlardan ortalama 1005 mg/m³ asbestli tozun salındığı saptanmıştır. Bu durum trafik polisleri, yayalar ve sürücülerin sağlıkları için önemli bir risk teşkil etmektedir.2,12 Bir diğer risk denetimsel sorunlardan kaynaklı ülkemize giren ithal asbestli ürünlerdir. Gemi yapımında kullanılan asbest miktarı nedeniyle gemi söküm sektörü en önemli risklerden biridir. Son ve en önemli risk ise binaların toplu yıkımına sebep olan deprem ve kentsel dönüşüm faaliyetleridir. Asbest katkılı malzeme içeren binaların kontrolsüz ve bilinçsiz yıkımı hem yıkım işçileri hem de çevrede yaşayanlar tarafından asbest maruziyetinin oluşmasına neden olacaktır. Bu çalışmalar için asbeste karşı güvenliği sağlayacak önlemler almak elzemdir.2
Türkiye’nin Asbest Profili
Türkiye asbest bakımından dünyada en zengin 10 ülke içerisinde yer alır. Ülkemizde 45 il, 80’den fazla ilçe ve 200’den fazla köy/mahallede asbest yatakları bulunmaktadır. Türkiye’nin asbest profili, ülkenin ekonomik yapısı ve tarihi ile doğrudan ilişkilidir.2,13
Anadolu’da asbest madenciliği 20. yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. 1960’lı yıllarda başlatılan planlı kalkınma dönemiyle birlikte asbest madenciliğine önem verilmiştir. Pazarın ihtiyacını karşılamaya yönelik yerli üretime yapılan desteklere rağmen istenen hedefe ulaşılamadığından ithalat yoluyla asbest ihtiyacı giderilmiştir. Böylece asbest, Türkiye’de madencilik ve ticaretin önemli parçalarından biri haline gelmiştir. Asbest ticareti 1980-2000 yılları arasında dünyada azalma göstermesine karşın ülkemizde yüksek ithalat rakamlarına ulaşmıştır.2
Asbestin insan sağlığına zararlı olduğu konusundaki farkındalık arttıkça, birçok ülke asbestin kullanımını yasaklamış veya kısıtlamıştır. Türkiye’de ise bu yaklaşım Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından, 31 Aralık 2010’dan itibaren asbest üretimi, kullanımı ve ticaretini yasaklayan bir düzenlemeyle geliştirilmiştir.13 Düzenleme sonrası asbest işleme gibi faaliyetlerin yapılamaması nedeniyle maruziyete sebep olan kaynaklar temelde iki sektörle sınırlı kalmıştır. Bunlar yıkım ve gemi söküm sektörleridir. Günümüzde asbestle çalışma koşulları son haline 2013 yılında ulaşan “Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik” hükümleriyle düzenlenmektedir.2,13
Türkiye’deki kırsal kesimdeki insanlar asbest ile temas halinde yaşamaktadır. Yaklaşık 473 köyde asbest içerikli toprakların ev içi ortama taşınması nedeniyle insanlar asbest kaynaklı hastalıklara yakalanma riski taşımaktadır. Buna ek olarak asbestli toprakların hafriyatı, tarımsal faaliyetler ve rüzgârla taşınan tozlar gibi sebepler de havadaki asbest lif miktarını arttırarak insanları risk altında bırakmaktadır. Bugün hala Türkiye’nin asbest profilinin kesin sınırlarla çizilerek, tehlikenin boyutlandırıldığı söylenemez.2,13
Depremde Asbest Tehlikesi ve Önlemleri
Asbest ve depremler arasında doğrudan bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak, asbest kullanımı 1960’lardan önce oldukça yaygındır.2 Özellikle yerleşim alanlarında, duvarlarda, kırsaldaki evlerin damlarının izolasyonunda ve ara sokaklarda zemin malzemesi olarak kullanılmıştır.13 Deprem sırasında, asbest katkılı malzeme kullanılan binaların yıkılması sonucu, atmosfere asbest lifleri saçılabilmektedir. Asbest lifleri havaya karıştığında uzun süre havada asılı kalabilmektedir. Bu durum, yakın çevredeki herkes için sağlık riski oluşturacağından deprem sonrasında da bu risk değerlendirilmelidir.9
6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra asbest maruziyet riski tekrar gündeme gelmiştir. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü tarafından yayınlanan “Afet Sonrası Atıkların Yönetimi” raporu karşı karşıya kaldığımız tehlikeyi rakamlarla bize sunmuştur. Çalışmada “130 bin binada yer alan 430 bin bağımsız birimin (dükkân, daire, konut, garaj vb.) acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edilmiştir.” ifadesi yer almaktadır. Deprem sonrası asbest maruziyetinden korunmak için güvenlik protokollerini takip etmek ve hasarlı binaları eğitimli profesyoneller tarafından düzgün bir şekilde incelenip onarılana kadar tahliye edilmesi önerilmektedir.14 2021 yılında resmî gazetede yayımlanan “Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik” raporunda yer alan 16. maddede asbest katkılı maddelere karşı alınacak önlemler hakkında yönerge yer almaktadır. Bu madde gereğince yıkıma başlanılmadan önce asbestli imalatın var olup olmadığı, varsa asbest içeren imalatlar için asbestin türünü, miktarını ve yerini belirlemeye yönelik envanter çalışması yapılması zorunlu kılınmıştır. Envanter çalışması sırasında katı numune alma ve analiz işlemlerinin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından katı numunede asbest tür tayini parametresinden yetkilendirilmiş bir laboratuvar tarafından yapılacağı belirtilmiştir. Asbest ve diğer tehlikeli maddeleri içeren imalatların, yıkım faaliyetinden önce belirlenerek sökülüp ayrı olarak toplanması ve Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre bertaraf edilmesi gerektiği söylenmektedir. Asbest söküm işlemleri, TS 13895 Asbest İçeren Malzemelerin Sökümü ve Asbest Bertaraf Yöntemleri Kılavuzuna uygun olarak yapılmalıdır. Yıkım ve söküm işlemleri sırasında, 25/1/2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe” uyulacağı eklenmiştir. Bahsi geçen faaliyetlerle asbest maruziyetinin en aza indirgenmesi amaçlanmaktadır.15
Asbest doğal, sinsi, acımasız ve de ciddiye alınması gereken bir katildir. 1970’lerden bu yana da asbestin kanserojen etkisi bilinmektedir. Yaşam alanlarımızın birçok safhasında asbest içeren ürünler bulunabilir. Özellikle deprem sonrası oluşan enkazların kaldırılması ve temizlenmesi aşamalarında en dikkat edilmesi gereken sorundur. Enkaz yığınlarının toplandığı bölgelerde atmosfere ciddi miktarda asbest lifi salınmaktadır. Binalarda ve diğer yapılarda geçmişteki kullanımının mirası uzun yıllar boyunca sağlık açısından tehlike teşkil etmeye devam edecek gibi gözükmektedir. Bu nedenle bireylerin asbest ile ilgili bilinç kazanmaları hayati önem taşımaktadır.
Kaynakça
- Taşbaşı A, Sarıca Y. P. & Sabah S. Uluslararası Asbest Ticareti, İş Sağlığı ve Türkiye. Çalışma ve Toplum. 2017; 4 (55), 1989-2026. https://dergipark.org. tr/en/pub/ct/issue/71766/1154965
- Demir BM, Ercan S, Aktan M, Öztaşkın H, Türkiye’nin Asbest Profili ve Asbest Güvenliği Sorunu. Jeoloji Mühendisliği Dergisi. 2018; 42(2): 215-232. DOI: 10.24232/jmd.486031
- U.S. Geological Survey (USGS). Asbestos: Geology, mineralogy, mining, and uses. https://pubs.usgs. gov/of/2002/of02-149/ Erişim Tarihi: 04.04.2023
- U.S. Geological Survey (USGS). Mineral commodity profiles-asbestos. https://pubs.usgs.gov/ circ/2005/1255/kk/ Erişim Tarihi: 04.04.2023
- A Brief History of Asbestos Use and Associated Health Risks. https://environmentalchemistry.com/ yogi/environmental/asbestoshistory2004.html Erişim Tarihi: 18.04.2023
- European Environment Agency (EEA). Late lessons from early warnings: The precautionary principle 1896–2000. https://www.eea.europa.eu/publications/environmental_issue_report_2001_22 Environmental issue report No:22/2001. Erişim Tarihi: 04.04.2023
- HSE Health and Safety Executive. Where can you find asbestos? http://www.hse.gov.uk/asbestos/building.htm. Erişim tarihi: 04.04.2023
- EPA (United States Environmental Protection Agency). Where Can I Find Asbestos? http://www. epa.gov/asbestos/learn-about-asbestos#find Erişim tarihi: 04.04.2023
- Yeşilyurt D. “Binalarda Yapılacak Asbest Söküm Çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliği Yönünden Değerlendirilmesi.” T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ; 2016.
- International Labour Organization (ILO) and World Health Organization (WHO). Outline for the development of national programmes for elimination of asbestos-related diseases. https://www.who.int/ publications/i/item/WHO-SDE-PHE-07-02 Erişim Tarihi: 04.04.2023
- HSGM. Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı. https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/kanser-db/ yayinlar/raporlar/Turkiye_Asbest_Kontrolu_Stratejik_Plani_2012.pdf Erişim Tarihi: 04.04.2023
- Gemalmayan N., (1987), “Ankara’da Pilot Bölge Seçilen Kızılay Kavşağında Taşıtların Fren Sistemlerinden Atmosfere Atılan Tozlarda Asbest Analizi ve Sonuçları”, Gazi Üni. Müh. Mim. Fak. Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, 79-81.
- Atabey E, Türkiye Asbest Haritası. Tuberk Toraks 2015; 63:199-219.
- Küçüker MA, Kaplangı BB, Afet Sonrası Atıkların YönetimiHakkındaDeğerlendirme.http://tinyurl.com/38f7wk2z, Erişim tarihi: 04.04.2023
- Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik. (2021,13 Ekim) Resmi Gazete (Sayı:31627) https://www. hakedis.org/wp-content/uploads/2021/10/Binalarin-Yikilmasi-Hakkinda-Yonetmelik-20211013.pdf