Rüzgar Enerjisi Ne Kadar Yeşil?

Abdurrahman Fatih Birinci

İklim değişikliğinin sonuçları itibariyle ortaya ciddi riskler koyması, karbon salınımı konusunda dünya çapında bir farkındalık yaratmıştır. Bu farkındalık, 2015 yılından beri 164’den fazla ülkenin yenilenebilir enerji üretiminde hedef programlar yapmasına neden olmuştır. Örneğin İsveç gibi bazı İskandinav ülkelerinde, üretilen enerjinin %100’ünün yenilenebilir kaynaklı olması ana hedef olarak belirlenmiştir. Bu yazıda, bir yenilenebilir enerji türü olarak güneş enerjisinden sonra en fazla bilinirliğe sahip olan rüzgar enerjisi, canlılarla ve yabani hayatla etkileşimi açısından kritik edilecek ve bu enerji türüne karşı dile getirilen belli başlı itirazlar ortaya konacaktır.

Rüzgar, M.Ö 5000’li yıllarda Nil Nehri’nde teknelerin hareketi için değerlendirilmeye başlanmasından günümüze kadar önemli bir enerji kaynağı olarak kullanılagelmiştir. Perslilerin İran’da yel değirmenleriyle tarımsal sulama yapmaya ve gıdaları öğütmeye başlamasıyla bu enerjinin kullanımı zamanla Orta Doğu’ya sonrasında da Hollanda aracılığıyla tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Gelişen rüzgar kullanım tekniğiyle 1. yüzyılın sonlarında, ABD’de çiftçiler topraklarını sulamak ve elektrik ihtiyaçlarını gidermek için ahşap yerine artık çelik pervaneler kullanmaya
başlamıştır. Rüzgar enerjisinin çiftçilikle ilgili bir konu olmaktan çıkıp popülerlik kazanması ancak 1970’li yıllardaki petrol fiyatlarının ani yükselmesinden sonra gerçekleşmiştir. 1978 yılında ABD Kongresi, tüketilen enerjinin belli bir kısmının yenilenebilir kaynaklardan (rüzgar enerjisi de bu kategoridedir) tedarik edilmesini şirketlere şart koşan bir yasa teklifini kabul etmiştir. Söz konusu bu tarihten sonra küresel çapta çevre konusunda farkındalıklar oluşmaya başlamış ve hükümetlerin teşvik programlarının artmasıyla da rüzgardan enerji üretimi ivmeli bir şekilde yükselmiştir. Örneğin ABD’de rüzgardan elektrik üretiminin payı 2005 yılında %0.5 iken bu oran 2017 yılında %6.5’e çıkmıştır. Buna mukabil ABD’nin kurulu rüzgar gücü 2017 yılında 89 GigaWatt’a, Çin’inki ise 149 GigaWatt’a ulaşmıştır. Üstelik bu trendin ilerleyen yıllarda azalacağına dair hiçbir işaret de yoktur. Çünkü dünyanın en çok nüfusa sahip devleti Çin, diğer ülkelerin tamamından daha fazla rüzgar türbini santraline sahip olacağı, 2030 ve 2050 yıllarına yönelik orta ve uzun vadeli bir yatırım programı açıklamıştır. Bu programa göre Çin, 2030 yılına kadar 495 GigaWatt, 2050 yılına kadar da 1000 GigaWatt rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşmayı hedeflemektedir. Çin gibi gelişmiş ülkelerin haricinde gelişmekte olan ülkelerde de rüzgar enerjisinin kullanımına yönelik yatırımlar hız kazanmaktadır. Örneğin ülkemizde 2008 yılında 363 MegaWatt olan kurulu rüzgar gücü, 2017 yılında 6.87 GigaWatt’a ulaşmıştır. Türkiye 2018 yılında ihale süreci tamamlanan yeni santral projeleriyle 2023 yılında 20 GigaWatt üretim kapasitesine ulaşmayı hedeflenmektedir.

Çevre koruma örgütlerinin çevreci olarak üzerinde ittifak ettiği, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi birçok probleme karşı çözüm listelerinde ilk sıralarda yer alan rüzgar enerjisi ne kadar çevre dostudur? Spesifik olarak bazı canlı türlerinin neslini korumak amacıyla kurulmuş topluluklar, söz konusu bu sektöre karşı en fazla itiraz eden kuruluşlar olarak öne çıkmaktadır. Örneğin ABD’de Yarasaları Koruma Topluluğu (Batcon) ve Britanya’da nesli tehlike altında olan kuşlarla ilgili projeleriyle tanınan Kuşları Koruma Kraliyet Topluluğu (RSPB) 2000’li yılların başından itibaren bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalışmaktadır. Bu tür kuruluşlar haricinde rüzgar enerjisine yönelik şikayetlerin çoğunluğu santrallere yakın yerleşim yerlerinde ikamet eden insanlardan gelmektedir. Bu tarz bölgelerde yaşayan insanlar, türbinlerin çıkardığı gürültü nedeniyle özellikle gece saatlerinde uyku kalitelerinin ve sosyal refahlarının kötü yönde etkilendiğini ifade etmektedirler. Ancak gürültü sorunu konusunda yapılan çalışmalar farklı sonuçlar ortaya koymuştur: 2014 yılında Kanada Hükümeti tarafından, Güney Ontario ve Prince Edward adasında yapılan araştırma sonucunda türbin gürültüsü ve uyku bozuklukları arasında ilişki bulunmuştur. Bir başka araştırma Avustralya’da rüzgar çiftliklerine yakın yerleşim yerlerinde yaşayan insanlarla yapılmıştır ve türbin gürültüsünün, doğrudan bir sağlık etkisine neden olduğuna dair bir kanıta ulaşılamamıştır. İlerleyen teknolojiler ile sektörün her seferinde daha düşük desibelde türbin üretme kapasitesi nedeniyle, gürültü itirazını, yazının bundan sonraki kısmında rüzgar enerjisi ne kadar yeşil sorusunu cevaplarken kullanmayacağız.

Karbon salınımı konusunda rüzgar türbinleri yapısal problemler içermektedir. Rüzgar enerjisinin teşvik edilmesinin ve temiz olarak nitelendirilmesinin en önemli dayanağı oldukça az karbon salınımı yaptığı düşüncesidir. Ancak bu görüşün aksine türbin üretimi ve kurulumu önemli bir karbon salınımı kaynağıdır. MegaWatt enerji üreten ortalama bir rüzgar türbini yaklaşık 105 metre kule ve 80 metre pervane uzunluğuna (9 adet çift katlı otobüse eşdeğer) sahiptir. Türbin aktif halde iken toplam uzunluğu 187 metrenin üzerine çıkmaktadır ki, buna zeminin altındaki kısımlar dahil değildir. Kurulum aşamasında her bir türbin için zemine 10-15 metre derinliğinde bir delik açılır ve bu çukur çelik ve Birleşmiş Milletler tarafından da önemli bir karbon emisyon
kaynağı kabul edilen betonla doldurulur. 36 ton kanatlar, 56 ton gövde, 71 ton kule ve zemin altındaki betonla birlikte toplam ağırlık 170 tonu bulmaktadır. ABD Çevre Koruma Ajansına (EPA) göre beton üretiminde kullanılacak olan her 1000 kg çimento, 900 ile 1100 kg arasında karbon salınımına sebep olmaktadır. İronik bir şekilde türbinler, azaltmayı hedeflediği karbon salınımını fiziksel şartları gereği arttırarak işe başlamaktadır.

Rüzgar enerjisinin, tartışmaya daha az açık olan en önemli dezavantajlardan biri de arazi kullanımıyla ilgilidir. Dünya nüfusu artarken tarım arazilerinin giderek azaldığı günümüzde, tarımsal amaçla veya yerleşim ihtiyacı için kullanılabilecek alanları ve ormanları santral yapımı için kullanmak, bir problemi çözerken yeni problemler oluşturulması anlamına gelmektedir. 2 MegaWatt’lık nispeten düşük kapasiteli kabul edilebilecek bir rüzgar türbininin kurulumu için yaklaşık 6000 metre karelik bir alana ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun yanında yapılan yatırımı
karşılayabilecek verimli bir rüzgar türbini santralinde, iki türbin arası mesafe pervaneler aktifken oluşan çember uzunluğunun en az 5 katı olması gerekmektedir. Ayrıca bir türbin, 5 km’lik bir mesafe içerisinde diğer türbinin çalışma verimini etkileyebilmektedir. Gürültü nedeniyle yerleşim yerlerine, çiftçi baskısından ötürü tarımsal alanlara girmekte zorlanacak olan santraller için nispeten daha savunmasız görülen alan ormanlık alanlardır. Yukarıdaki verilere uygun olarak etkili ve verimli bir santral için ciddi bir ormansızlaştırma müdahalesi gerekmektedir. Salt kullanılan alandan ziyade, kurulum için ağır vasıta iş araçlarının geçişine uygun yollar da inşa edildiği düşünüldüğünde, yaban hayata verilen tahribat çok fazla artmaktadır.

Rüzgar enerjisinin, sorgulanmaya başlanmasının ana sebeplerinden olan diğer bir dezavantajı ise direkt bir şekilde yarasa ve kuş ölümlerine sebep olmasıdır. ABD’de rüzgar türbinleri 2013 yılında 600.000’den fazla yarasanın ölümüne neden olmuştur. Bazı türler için soyun tükenmesi tehlikesini ortaya çıkaran bu durumun sebepleriyle ilgili özellikle 2014 yılı sonrası yapılan araştırmalar sıklaşmıştır. Ölü yarasalar incelendiğinde, mağara ve oyuklarda yuva yapan türlerden ziyade, ölen büyük çoğunluğun ağaçlarda yuva yapan yarasa türleri olduğu saptanmıştır. Bu durum rüzgar türbinlerinin yarasalar tarafından ağaç gibi algılandığını düşündürmektedir. Yarasalara zarar verme fikrini destekleyen başka bir veri de, ölümlerin daha çok rüzgar hızının 5 m/s’nin altında olduğu bölgelerde kurulan santrallerde gözlenmesidir. Hava akımı, rüzgar hızının düşük seyrettiği yerlerde, ağaç ya da türbinin etrafından geçerken benzer karakter gösterir. Dolayısıyla yarasaların sonarları türbini ağaçtan ayırt edemez ve türbinin çarpması sonucu ölürler. Bu risk rüzgar şiddetinin yüksek olduğu yerlerde ortadan kalkar yani yarasalar türbinin ağaç olmadığını kolaylıkla ayırt edebilir. Diğer bir çalışmada ise ölü yarasaların mideleri incelenmiş ve kısa bir süre önce böcekle beslendikleri tespit edilmiştir. Bu böceklerin pervaneleri döndüren aksamın bulunduğu, kule ve pervanelerin birleştiği yerdeki gövdemsi yapı olan nacellalara yerleşen türler olduğu ve böylelikle yarasaları türbinlere çekmiş olabileceği düşünülmüştür.14 Son yapılan çalışmalardan birinde de, türbinlerin hava araçlarını uyarmak maksadıyla çıkardığı kırmızı ışığın yarasaları türbinlere çekmiş olabileceği kanaatine ulaşılmıştır.15 Kırmızı ışık, böceklerin çekmesi veya ağaçlara olan benzerlik, sebep ne olursa olsun, yarasa ölümleri rüzgar enerjisi kurulma kapasitesiyle doğru orantılı bir şekilde artmaya devam etmektedir. Yarasaların bitki tozlaşmasındaki rolü belki bir şekilde tolere edilebilir. Ancak bu uçan memeliler zararlı haşereleri tükettiği için tarımda milyar dolar seviyesinde direkt fayda sağlamaktadır. Organik tarımın trend haline geldiği günümüzde kimyasal içerikli spreyler kullanmadan zararlı böcekleri uzaklaştırmak son derece önem arz etmektedir.

Kuşlardaki durum ise daha trajik bir hal almıştır. Küresel çapta her yıl 6 ila 18 milyon kuşun rüzgar türbinlerine çarpması sonucu öldüğü düşünülmektedir. Yapılan araştırmalarda kuşların türbinlere çarparak ölmesinin, daha çok ilkbahar ve sonbahar gibi göç mevsimlerinde tavan yaptığı gözlenmiştir. Kuşlar sürüler halinde göç ederken pervanelerin doğurduğu hava akımına kapıldığında bu hava akımından kurtulmak için yeterince güçlü manevra yapamazlar ve türbine çarparak yaşamlarını yitirirler. Kuşlar, gündüzleri fazla rüzgar alan ve daha yüksek kapasitede çalışan türbinlere, geceleri ise alçak uçuş yaparak daha kısa türbinlere çarparak ölürler. Bu yüzden özellikle üreme oranı düşük olan yırtıcı türler, nesillerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar.

Düşük veya yüksek kapasiteli santraller ile az rüzgarlı veya çok rüzgarlı bölgelerde kurulan santrallerin hepsinde kuş ölümlerinin olması, türbin geliştirmelerinin bu sorunu çözebileceğine dair yaklaşımın temelsiz bir iyimserlik olduğunu düşündürmektedir. Hali hazırda bazı rüzgar enerjisi sektörü temsilcileri kuş ölümlerinden dolayı direkt olarak türbinleri savunmaktan vazgeçmiş görünmektedirler. Bunun yerine, türbin kaynaklı kuş ölümlerinin, toplam kuş ölümleri sıralamasında kedi saldırıları ile kuşların araba-bina camlarına çarpıp ölmelerinden sonra geldiğini ifade etmektedirler. Buna ek olarak enerji sektörünün oluşturduğu istihdama vurgu yaparak ekonomik argümanları zarar verici etkilerine karşı kullanmaktadırlar.

Sonuç olarak rüzgar türbinleri, hem arazi tüketimiyle, hem birçok hayvan türünün (kuşlar ve yarasalar) neslini tehdit etme yoluyla doğrudan, hem de bu canlıların besin piramidindeki yeri düşünüldüğünde diğer canlıları da dolaylı olarak olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla rüzgar türbini teknolojisi vadettiği çevreye katkı hedefinden oldukça uzak görünmektedir. Bir teknoloji şirketi olduğu kadar medya gücü de olan Facebook’un Norveç’te 294 MegaWatt’lık, Google’ın ise dünya çapında yaklaşık 3 GigaWatt’lık rüzgar türbini yatırımlarına, Amazon, Microsoft gibi dev şirketler eşlik etmektedir. Bu da göstermektedir ki, yukarıda bahsi geçen tüm itirazlara rağmen, rüzgar enerjisi teknolojisi uzun yıllar boyunca ciddi bir kamuoyu tepkisine maruz kalmayacak gibi görünmektedir.

Kaynakça

1. Kieffer G, Couture TD. Renewable energy target setting. Abu Dhabi: International Renewable Energy Agency, 2015

2. Shahan Z. History of Wind Turbines, Renewable Energy World; 2014 https://www.renewableenergyworld.com/ugc/articles/2014/11/history-of-wind-turbines.html/

3. Public Utility Regulatory Policies Act of 1978-Office of Electricity. https://www.energy.gov/oe/services/electricity-policy-coordination-and-implementation/other-regulatory-efforts/public. Erişim tarihi: 1 Mart 2019

4. Electricity generation with wind-US Energy Information Administration. https://www.eia.gov/energyexplained/index.php?page=wind_electricity_generation/. Erişim tarihi: 3 mart 2014

5. Tisheva P. China’s wind capacity to surpass 495 GW by 2030 – GlobalData-Renewables Now. https://renewablesnow.com/news/chinas-wind-capacity-to-surpass-495-gw-by-2030-globaldata-523767// . Erişim Tarihi: 1 Mart 2019

6. Türkiye Rüzgar Enerji Kongresi-Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı. https://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Bakanlik-Haberleri/Turkiye-Ruzgar-Enerjisi-Kongresi/. Erişim tarihi: 2 Mart 2019

7. Onakpoya IJ, O’Sullivan J, Thompson MJ, Heneghan CJ .The effect of wind turbine noise on sleep and quality of life: A systematic review and meta-analysis of observational studies. Environ Int. 2015 Sep; 82():1-9.

8. National Health and Medical Research Council Evidence on Wind Farms and Human Health.Information paper. Govern of Australia, Canberra, Australia. www.nhmrc.gov.au/guidelines/publications/eh57/. Erişim tarihi: 3 Mart 2019

9. Vestas V164. Wind-Turbine-Models. https://en.wind-turbine-models.com/turbines/318-vestas-v164-8.0/. Acccesed March 2,2019

10. Concrete CO2 Fact Sheet. National Ready Mixed Concrete Association. June 2018. http://www.nrmca.org/greenconcrete/concrete%20co2%20fact%20sheet%20june%202008.pdf/. Erişim tarihi: 2 Mart 2019

11. Gaughan R. How Much Land Is Needed for Wind Turbines? 2018. https://sciencing.com/much-land-needed-wind-turbines-12304634.html. Erişim tarihi: 3 Mart 2019

12. Boyle R. Wind Turbines Kill More Than 600,000 Bats A Year. What Should We Do? https://www.popsci.com/blog-network/eek-squad/wind-turbines-kill-more-600000-bats-year-what-should-we-do. Erişim tarihi: 3 Mart 2019

13. Cryan PM, Gorresen PM, Hein CD, Schirmacher MR, Diehl RH, Huso MM, Hayman DTS, Fricker PD, Bonaccorso FJ, Johnson DH, Heist K, Dalton DC. Behavior of Bats at Wind Turbine. PNAS October 21, 2014; 111 (42) 15126-15131

14. Goldman JG. Bats Get Confused By Wind Turbines Pretending To Be Trees. University of Washington Conservation. https://www.conservationmagazine.org/2014/10/bats-get-confused-by-wind-turbines-pretending-to-be-trees//. Erişim tarihi: 3 Mart 2019

15. Giese C. Red light at night: A potentially fatal attraction to migratory bats. Leibniz Institute for Zoo and Wildlife Research.Aug 27, 2018. https://www.eurekalert.org/pub_releases/2018-08/fb-rla082418.php. Erişim tarihi 3 Mart 2019

16. Bats. USGS Science For A Changing World. https://www.usgs.gov/ecosystems/status-and-trends-program/science/bats?qt-science_center_objects=0#qt-science_center_objects. Erişim tarihi: 3 Mart 2019

17. UK Ecologist: ‘Wind Farms Driving Birds, Bats to Extinction’.KCET. https://www.kcet.org/redefine/uk-ecologist-wind-farms-driving-birds-bats-to-extinction-0/. Erişim tarihi: 3 Mart 2019

18. Judge P. Facebook signs for 294MW of wind power in Norway. DataCenterDynamics https://www.datacenterdynamics.com/news/facebook-signs-for-294mw-of-wind-power-in-norway/. Erişim Tarihi

admin

H. deneme

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir