Doğada Antidepresan Sessizliği
Şulenur Karavuş
İlaç kaynaklı kimyasal kontaminasyon, son yıllarda doğadaki biyoçeşitliliği
etkileyen potansiyel bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Ekolojik stres faktörlerine maruz kalan habitatlarda ilaçların mortaliteyle sonuçlanan etkileri nadir olmakla beraber subletal (öldürücü dozun altındaki) etkinlikleri giderek artmaktadır. Özellikle insanlar üzerinde yüksek biyolojik aktiviteye sahip ilaçların (antidepresanlar, antiepileptikler vb.) doğal kaynaklara karıştıktan sonra canlılar üzerindeki olası etkileri ile ilgili bilgiler oldukça kısıtlıdır.
Mayıs 2018’de İngiltere’de yapılan bir araştırmada [Chemosphere. 2018 Nov;211:17-24] kontamine su kaynaklarıyla beslenen Avrupa sığırcıklarının (Sturnus vulgaris) üreme fizyolojilerindeki değişikler incelenmiştir. Sığırcıkların İngiltere’de bulunan 30 farklı atık su arıtma tesisi ile çevresindeki su kaynaklarını ve besinleri (solucan ve çeşitli bitkiler) tükettiği tespit edilmiş. Araştırmada, kanalizasyonlar aracılığıyla doğaya karışan SSRİ türevi antidepresan fluoksetin (Prozac) konsantrasyonuna (2.7 mcg/ml) kronik olarak maruz kalan dişi ve erkek sığırcıkların testosteron, östrojen seviyeleri ölçülmüş ve kur yapma dönemlerindeki davranışları gözlemlenmiş. Kur dönemlerinde fluoksetine maruz kalan dişi sığırcıkların erkeklere karşı sinirli davranışlar sergilediği, erkek sığırcıkların ötme sürelerinin kısaldığı ve daha sessiz öttüğü görülmüş. Çiftleşme davranışlarındaki bu değişikliğin ilk bakışta hormon seviyelerindeki bir dengesizlikle ilişkili olabileceği beklenbilir. Ancak araştırmacılar bu durumu testosteron ve östrojen seviyeleri ile ilişkili bulmamıştır. Erkek sığırcıklar, fluoksetinden arındırılmış besin kaynaklarından beslenen dişi sığırcıklar ile eşleştirildiğinde, kur dönemi davranışlarının normale döndüğü, ötme sürelerinin uzadığı ve daha yüksek sesle öttükleri kaydedilmiştir. Fluoksetine maruz kalmanın erkek sığırcıkların kur davranışlarını direkt olarak etkilemediği, bununla beraber dişi sığırcıkların çekiciliğini azalttığı rapor edilmiştir.
Su ve besin kaynaklarına karışan fluoksetin miktarı terapötik dozunun (0.33 mg/kg) oldukça altında bulunan konsantrasyonlarında (0.03 mg/kg) dahi kuşlar üzerinde davranış değişikliğine sebep olmuştur. Araştırmadan elde edilen sonuçlardan hareketle fluoksetin benzeri ilaçların ileride farklı canlı türlerinin popülasyon dinamikleri üzerinde de olumsuz etki gösterebileceği düşünülmektedir.